19 Nisan 2014 Cumartesi

ORTAKÖY CAMİ

Ortaköy Cami, ya da gerçek adıyla Büyük Mecidiye Camii Osmanlı İmparatorluğu döneminden miras kalan 19. yüzyıl eserleri arasında yer alır. İnşası 1854 yılında tamamlanan yapı, o günden bu yana sadece temelinin denize doğru ilerlemesi gibi büyük bir tehlike geçirmiştir. Buna karşı temel kalaslarla güçlendirilmiş ve denize doğru ilerlemesinin önüne geçilmiştir. Günümüzde İstanbul‘un en ünlü camileri arasında yer alır. Ortaköy Cami bu gün bulunduğu yerde ilk olarak Mahmut Ağa ismindeki bir vezir damadı tarafından inşa edilmiştir. Patrona Halil ayaklanmasında bu dönemde inşa edilen yapının yıkıldığı bilinir. Sultan Abdulmecid bu camiyi tekrar inşa ettirmiş, manzarası ve işçiliğiyle doğunun ve batının en iyi camileri arasına sokmuştur. Yapıda zarafet, tasarım, mimari, emek ve daha sayılamayan pek çok güzellik hayat bulur. Kendisi de iyi bir hattat olan Abdulmecid caminin tek kubbesinde yer alan Allah, Muhammed ve Dört Halife isimlerini hat sanatıyla yazmıştır.

Ortaköy Cami dönemin ünlü mimarı Nigoğos Balyan’a yaptırılmıştır. Bu mimarın babasıyla birlikte dönemin en ünlü eserlerine imza attığı bilinmektedir. Yapı dönemin moda mimarisi olan Barok tarzla inşa edilmiştir. Duvarları beyaz taştan yapılan caminin gün batımında Boğaziçi civarlarındaki silueti tüm dünyada hayranlık uyandırmaktadır. Dört yanındaki pencereler daima güneş ışığı alacak biçimde tasarlanmıştır

.

Ortaköy Cami minareleriyle estetik kazanan bir yapıdır. Kuşkusuz estetik yanı sadece minareleriyle kısıtlı değildir. Gerek Boğaziçi’ndeki konumu, kubbe ve dış cephe dizaynı estetik unsurlarını oluşturan diğer özellikleri arasındadır. Ancak minareler dönemin pek çok camisinden ayrılan bir biçimde minare tasarımına sahiptir. Minareler tek şerefeli olarak inşa edilmiştir. Caminin iki minaresi de Kuzey yönündedir. İnce ve uzun bir biçimde kırılgan görünümle iki yandan yükselen minareler caminin zarafetini daha da arttırmaktadır.

Ortaköy Cami’nin kubbesi pembe taştan yapılmıştır. Yapının dönemin diğer eserlerinin aksine tek kubbeli inşası o döneme göre yaratıcı bir fikirdir. Ayasofya ve Sultan Ahmet gibi iki dev eser başta olmak üzere Osmanlı mimarisine damga vuran pek çok eserin karakteristik özellikleri pek çok yapıda kendini gösterse de Büyük Mecidiye Camii hepsinden ayrı bir karakterdedir.


Ortaköy Cami iki bölümden oluşur. İlki padişah ve çevresi için yapılmış Hünkar kısmıdır. İkincisi ise diğer kişiler için yapılmış kamuya açık Harim kısmıdır. Hünkar kısmı yapıda üst tarafta yer alır. Harim giriş seviyesindedir. Bu inşa tarzı sultanlar tarafından inşa edilmiş tüm camiler için geçerli bir tarzıdır. Kategorik olarak bu tarz camilere sultanlar camileri anlamına gelen Selatin camileri denilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder